Güneşin, her daim o bulutların ardından parlayacağını bildiğim gibi, senin bir yerlerde gülümsediği bilmekte benim yaşama sevincim...

21 Şubat 2014 Cuma

End 2…




Zamanın işlemediği, mekânın umursanmadığı, kişilerin sadece birer hikayeden ibaret olduğunu düşün şimdi. Hayallerimiz planlamak için değil yaşamak için, umutlarımızı geleceğe aktarmıyoruz düşünüyor ve gerçekleşene kadar kovalıyoruz peşinden, geçmişini o minik gülümseyişle uğurluyorsun; unutun demedim katiyen, unutmak ertelemektir, ne kadar çok ertelerseniz bir gün o kadar acı çekersiniz değil mi? Bundandır ki alıp başını gitmeyi bileceksin zamanı gelince de bir daha dimdik ayakta durmayı öğrenebilesin. Bizler her gün yeni bir sayfa ekliyoruz her gün bir yaprak daha eskitiyoruz, tabi ki her gün yenisini ekliyoruz ama her kitap gibi bir sonumuz var. Kitapların sonundan nefret ederim çünkü bir macera, bir hikaye daha bitmiştir iyi veya kötü… Benim kitabımın son sayfasına; hikayelerini yaşadı, sevdiklerini anlattı, sevmediklerine ağladı ve bir gün son yaprağını da imzaladı ve hikayesini bitirdi.. İşte bütün mesele de bu ya hepimiz birer hikayeden ibaretiz, önemli olan bunun iyi bir tane olmasını sağlamak.
Evvel zaman da sayfalarımın birinde bembeyaz bir çiçek açtı, güzel kokusu seni hatırlatan; evet evet o küçücük gülümsemen beni hipnotize eden, ilk defa bir çiçek yaprağı görmüştü sayfalarım da nasıl geçmişime ve geleceğime bütün hayatıma işlemişti tertemiz kokun, biricik gülüşün. Ve en büyük hayalim, parlak yıldızım - güneş denilen o yıldızı senin yanında sönük kaldığı için teselli etmek zorunda kaldım bilmezsin – senin kollarında; koklayarak öpmek bir gün, ardından neşe içinde son yaprağımı bile imzalayabilirim… 


Hiç yorum yok: